Farkındayım Öyleyse Varım

 

iStock_000061832014_Medium

 

Bazen kitap okurken bir bakarız satırlar akmış gitmiş. Gözümüz kelimeleri takip ederken, zihnimiz bir arkadaşımızın yanında bulmuş kendini; Ya da, geçen gün olan bir olayı yeniden yaşamış. Okuduğumuz satırlarla ilgili hiç bir şey hatırlamıyoruz. Ya da bir toplantıda konuşmacı dışında, bir iç ses sürekli başka bir şeylerden bahsediyor bize ve toplantıda neden bahsedildiğinden haberimiz bile yok. Karşımızda oturan kişinin çevirdiği kaleme ya da konuşmacının kıyafetine takılmış aklımız. Nereden almış acaba o küpeleri, kalemi neden çeviriyor, mola verilmesine ne kadar var ki?

Hepimizin hayatında böyle bir çok an var. Fiziksel olarak olduğumuz bir ortamda, zihinsel olarak olamama halimiz. Belki de bu yüzden, anı hiç yaşayamadığımız için, çoğu zaman tatile gitmek, emekli olmak, iş değiştirmek istiyoruz. Bunları yaptığımızda anın farkında olacağımızı, gerçekten yaşadığımızı farkedeceğimizi düşünüyoruz.

Sonra; tatil hiç yetmedi, iş değiştirdim ama aradığımı bulamadım, erken mi emekli oldum kısmı başlıyor. Çünkü fiziksel olarak ortamımızı değiştirsekte, zihnimizi değiştirmiyoruz. Aslında yaşamak bir anlıktır. Bir an, bütünüyle olduğunuz anda olmak. Sanırım buna hasretiz. Gerçekten yaşamaya. Endişesiz, kaygısız, dünsüz ve yarınsız sadece bugünü yaşamaya.

Sanırım çocukluğumuzu bu yüzden özlüyoruz. Sadece an var. İnsan, o zaman doğanın bir parçası, yapması gerekeni yapıyor. İçinden geldiği gibi her şey. Çocuklar birşeye odaklandığında, etraflarında ki tüm dünya yok olur. Müthiş bir konsantrasyon. Sadece yaşadığı deneyimi yaşar. Bu yüzden çocukken çok iyi öğreniriz.

Çocuklar, bizim hiç görmediğimiz detayları görür. Yıllarca ortada duran sehpanın bir çekmecesi olduğunu, gelen misafir çocuk öğretir size. Günlerdir aradığınız tokanızı, her gün oturduğunuz koltuğun kenarından uzatır gülümseyerek. Çünkü oradadır, sadece orada, yaşadığı deneyimin içinde. Hayat bir deneyimdir, farkında olsak  da  olmasak da. Yaptığınız her şeyi farkındalıkla yaşadığınızda, her anını hissederek, deneyimleyerek, gerçekten yaşayarak sahip olduğunuz “an” lardan oluşan “zaman” larınız olur, günleriniz, aylarınız, yıllarınız, her anını farkederek yaşadığınız dopdolu bir ömrünüz olur.

Bu yetenek, sahip olduğumuz ama giderek unuttuğumuz bir becerimiz. Sanırım hatırlanmaya ve zihnimizin arka  raflarından biraz ön sıralara yerleşmeye ihtiyacı var. Şöyle bir düşünelim, nasıl yapıyorduk? Pür dikkat aklımızı yaptığımız işe vermeyi, yaşadığımız deneyimin farkında olmayı.

Önce yaptığımız işin bizim için bir değeri olmalı, dinlediğimiz bir insanın, izlediğimiz bir filmin, yaşadığımız bir deneyimin. Belki bir niyetle başlamak gerekebilir. Mesela bir yazı okurken; “Ben bu yazıyı içinden bana armağan edilen bilgileri almak ve onları gelecekteki hayatımda kullanmak için okuyorum. Bu yüzden her kelime, her cümle benim için önemli ve onları yazarın bana sunduğu bir armağan olarak kabul ediyorum.” demek olabilir.

Sonra anlatılanı anlamlandırmak için neden sonuç ilişkileri kurmak, anlamaya çalışmak. Sürekli zihni yapılan işte tutmak için, zihne sorular sormak. Yazar neden böyle söylemiş olabilir? Acaba bu satırlar nereye bağlanacak? Biraz önce bahsettiği konu acaba burada mı anlamlanıyor? Tıpkı bir çocuğun hiç bilmediği bir objeyi eline alıp incelemesi gibi, sürekli anlamak niyetinde olan sorular sormak, yaşanılan deneyime.

Sonra şunu farketmek, Biz yaşadığımız deneyime soru sordukça, şu içimizde konuşan ses de oturmuş, bu soruları cevaplamaya başlamış bizimle. Araya girip dikkat dağıtmıyor. Artık o da zihnimizle bir olmuş, bir uyum var. Zihnimizde mutlak bir sessizlik, tıpkı kar yağdıktan sonra yaşadığımız o hiç sesin olmadığı anlardaki gibi. Çok dingin ve berrak.

Bu çok keyifli ve eğlenceli bir çalışma. Yaşadığınız deneyim hakkında, daha önce hiç keşfetmediğiniz şeyler görmeye, düşünmediğiniz düşünceler üretmeye başlıyorsunuz. Çünkü o an yaşadıklarınızı farkedecek bir alan açıyorsunuz kendinize. Zihin odaklandıkça daha da anlamlanıyor ve anlaşılır oluyor uğraştığınız konu. Tıpkı gözlerinizin karanlığa alışması gibi, giderek görünür oluyor belirsizliğin içindeki anlamlar.

Anladıkça daha da anlamak istiyorsunuz. Çünkü yol görünür oluyor, bağlantılar, nedenler, sonuçlar. Tüm bu deneyimin hayatınızda neyi tamamlayacağına olan merakınız sizi daha da derine çekiyor. Ve bir bakmışsınız yazıyı sadece okumamışsınız, yaşamış ve deneyiminize katmışsınız.

Tüm hayatınızın güzel ve farkındalık dolu anlarla dolması niyetiyle…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir